Dove ve UNICEF, depremin yaralarını sarabilmeleri için gençlere ve ailelerine psiko-sosyal destek eğitimleri vermek üzere işbirliği yaptıklarını duyurdu. Dove Güven Projesi, depremden etkilenen gençlerin ve ailelerinin kaybolan güven ve umutlarının yeniden inşasında kilit bir rol oynuyor. Projenin metodolojisi, UNICEF’in depremden etkilenen bölgelerde uygulamakta olduğu psiko-sosyal destek programlarını tamamlıyor ve zenginleştiriyor.
Türkiye’nin güneydoğusunu vuran iki yıkıcı depremin ve çok sayıda artçı sarsıntının üzerinden beş ay geçmesine rağmen milyonlarca çocuk ve genç hâlâ insani desteğe ihtiyaç duyuyor. Deprem, çocukları ve gençleri gelişim fırsatları, akranlar arası etkileşim için güvenli alanlar ve sağlık ve hijyen hizmetlerine erişim gibi temel hizmetlerden yoksun bıraktı. Buradan yola çıkarak 2015 yılından beri Türkiye genelinde Dove Özgüven Projesi’ne hız kesmeden devam eden Dove, aynı şekilde 6 Şubat deprem felaketi sonrası bölgede yaşayanların temel güven duygusunun sarsılmasından yola çıkarak bu sefer de “güven” diyor.
Eğitim Bilimci Dr. Özgür Bolat önderliğinde, klinik psikologlardan oluşan ekip tarafından hem gençlere hem de ebeveynlerine yönelik tasarlanan iki farklı eğitim modülüyle, Dove Güven Projesi’nin Hatay’daki pilot çalışmaları Haziran ayında tamamlandı. Dove, UNICEF işbirliğiyle Hatay’ın ardından ikinci durağı Adıyaman’a geçerek bölgede güven inşa etmeye devam edecek.
Unilever Türkiye olarak 11 ili tarifsiz bir şekilde etkileyen yıkıcı depremin ardından büyük dayanışma hareketinin ön saflarında yer aldıklarını vurgulayan Unilever Türkiye Cilt Temizliği ve Kişisel Bakım Kategori İnovasyon & Strateji Marka Müdürü Helin Tural Yıldırım; “Dove olarak bölgede yaptığımız analizler ve topladığımız verilerle bölgedeki temel sorunlardan birinin de ‘güven kaybı’ ve bunun psikolojik etkileri olduğunu gördük. Buradan yola çıkarak da uzun yıllardır Türkiye çapında yürüttüğümüz Dove Özgüven Projesi’nin odağını, bölgenin ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak UNICEF ile işbirliği içinde yürüttüğümüz Dove Güven Projesi’ne dönüştürdük” diyor. Sarsılan güven duygusunu yeniden inşa etmeyi hedeflediklerini vurgulayan Yıldırım ayrıca; “Dove Güven Projesi’nde tüm operasyonel süreçlerin sorumluluğunu üstlenen UNICEF’e ve uzun yıllardır bizimle birlikte olan sevgili Dr. Özgür Bolat’a yanımızda oldukları için teşekkürlerimizi sunuyor, uzun vadeli ve kalıcı pozitif etki yaratmaya devam edeceğimizin altını çizmek istiyorum” şeklinde ekliyor.
Gençlere ve ailelerine yardım eli
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de çocuk ve gençlerin haklarının hayata geçirilmesi için UNICEF olarak programlar uyguladıklarını belirten UNICEF’in Türkiye Temsilci Yardımcısı Paolo Marchi: “6 Şubat, şüphesiz Türkiye için tarihi bir dönüm noktası ve ilk günden bu yana depremden etkilenen çocuk ve gençlere insani destek sağlamak için gece gündüz çalışıyoruz. Dove ile işbirliğimiz psiko-sosyal destek ve beceri programlarımızın bazılarını tamamlayıcı özellikte. Dove ile tanıştığımızda, amaçlarımızın ve programlarımızın mükemmel bir uyum içinde olacağını gördük” diyor. Proje kapsamında gençlerle etkileşim ve ortaklık kurmaya, onların güçlü yönlerini geliştirmeye, güven kayıplarını ele almaya ve onların ve ailelerinin umutlarını yeniden kazanmaları için bu uzun yolda onlara yardımcı olmaya devam edeceklerini vurguluyor.
UNICEF Türkiye Milli Komitesi Genel Müdürü İnci Haseki ise projeyle ilgili düşüncelerini şöyle belirtti: “Felaketlerin yaralarını sarmak uzun zaman alıyor. UNICEF, 6 Şubat depreminden etkilenen çocuklar için ilk günden beri çalışıyor. Fakat ihtiyaçlar hâlâ devam ediyor. İşbirliklerimiz daha çok çocuğa, daha hızlı ulaşabilmemizi sağlıyor. Bu amaçla çabamıza ortak olan Dove ile Dove Güven Projesi kapsamında çocuklar için psiko-sosyal destek sağlanması çok değerli.”
Dove Güven Projesi’ne önderlik yapan eğitim bilimci, akademisyen ve yazar Dr. Özgür Bolat ise eğitimin ana çıkış odağından ve eğitim içeriğinden şu şekilde bahsediyor: “Hem saha hem pilot çalışmamızda deprem sonrasında gençlerin ve ebeveynlerin içinde bulundukları duygusal ve düşünsel durumun analizine ve bu iki grubun ihtiyaçlarına odaklandık. Deprem bölgesinde yaşayan gençlerin kaygı, umutsuzluk, öfke, suçluluk, üzüntü ve utanç yaşadığına birinci elden şahit olduk. Gençlerin ‘temel güven’ duygusu fazlasıyla sarsılmış halde. Lise çağındaki çoğu genç ‘Ben güvenli alanda değilim’, ‘Güvende değilim’, ‘Duygusal ihtiyaçlarım karşılanmıyor’ inancında. Benlik algıları da farklı düşünce kalıpları nedeniyle zarar görmüş durumda. Benlik algısı zarar görürse gençler umutlarını kaybeder ve hayatla baş edemeyeceklerini düşünürler. Bu nedenle, klinik psikolog ekibimizle birlikte gençlerimiz için hazırladığımız eğitim içeriğimizle, temeldeki güven duygusunu tekrar kazandırırken geleceğe dair umut duygusunu da yeşertmeye çalışıyoruz. İkinci grup ise ebeveynler. Burada hedef, deprem sonrasında hem ebeveynlerin güven duygusunu tekrar kazandırmak hem de ailelerin çocuklarıyla kurdukları iletişimde onlara yol göstermek. Bizzat orada bulunmuş ve ihtiyacı görmüş bir eğitim bilimci olarak Dove’a ve sahadaki ortağımız UNICEF’e çok teşekkür ediyoruz.”