Victoria’s Secret en son defilesini Aralık 2018’de yayınlamıştı. Bir yıl önce defile dünya çapında bir milyardan fazla izleyiciye ulaşmıştı. Bu rakamlar da artık bir gelenek haline gelen bu şovun geniş toplum üstünde çok büyük etkisi olduğunu gözler önüne seriyordu. Ancak bu kadar geniş bir topluma hitap etmek bazı sorumlulukları da beraberinde getiriyor. Değişen dünya ile yeni nesil tüketicilerin beklentileri farklılaşırken Victoria’s Secret’ın da kültürel değişime gitmesi şart olmuştu. Oysaki marka bu gerçekliğe rağmen ışıltılı push-up sutyenlere, kendini öne çıkaran kaslı karın bölgelere, melek kanatlarına ve aksesuarlarına defilelerinde yer vermeye devam ediyordu ta ki Kasım 2019’da Victoria’s Secret’ın sahibi Jeffrey Epstein’in cinsel tacizle suçlanmasına denk.
Basında yer alan bu olumsuz haberlerin ardından marka kökten bir değişim sürecine girerek melekler arasında Megan Rapinoe, Priyanka Chopra Jonas ve Paloma Elsesser’in yer aldığı daha kapsayıcı bir grup isimle çalışmaya başlarken sadece beden değil ürün yelpazesini de genişletme yoluna girdi. Emzirme ya da meme kanseri ameliyatı olmuş bireyler için özel ürünlerin de yer aldığı koleksiyon değişen dünyasıyla erkek odaklı ‘seksi’ bir imajdan uzaklaşmaya başladılar. Victoria’s Secret’in bağlı olduğu L Brands’in Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Leslie H. Wexner işinden görevinden ayrılırken tüm hisselerini de satışa sundu. Bugün Victoria’s Secret, Amerika’da hala iç çamaşırı kategorisinde sektör lideri olarak konumunu koruyor ve bu değişimle birlikte 2021’e oranla 2022 yılında dikkat çekici bir büyüme yaşıyor.
Şimdilerde marka en büyük hamlesini yaparak eylül ayında prömiyeri yapılacak uzun metrajlı bir belgesel filmiyle her yıl düzenlenen defilesini yeniden hayata geçirmeye hazırlanıyor. Yaşanan birçok olumsuz olayı göz önünde bulundurduğumuz markanın yeniden defile yapma fikri oldukça radikal bir karar olsa da Victoria’s Secret yaşadığı değişim sürecini bu şov ile daha geniş kitleler ile paylaşmayı amaçlıyor. Hatta gösteride ikonik kanatlar bile olabilir.
Victoria’s Secret kreatif direktörü Raul Martinez “Artık kendimizi daha fazla açıklamamıza gerek yok, gelişerek ve değişerek yolumuza devam ediyoruz. Daha önceki şovlarda hayata geçirdiğimiz eğlenceli deneyimleri artık yeni bir hikaye ile, kadın haklarını koruyarak ve çeşitliliğin ön planda olduğu bir defileyle hayata geçirmek amacımız. Birçok farklı kadın sesi bu defilede bir araya gelecek.” sözleriyle bu yeni defileye dair tüyoları bizimle paylaşıyor.
Victoria’s Secret World Tour olarak adlandırılan yeni defilede dünyanın dört bir yanındaki dört şehirden uluslararası kadın içerik üreticilerini bir araya gelecek. “VS 20”in merkezinde moda tasarımcıları yer alırken kadın yönetmenler, müzisyenler, sanatçılar ve birçok farklı yaratıcı meslekten bireyler yer alacak. Ayrıca Londra’dan Supriya Lele, Lagos’tan Bubu Ogisi, Tokyo’dan Jenny Fax ve Bogota’dan Melissa Valdes, Victoria’s Secret kaynaklarını kullanarak defile hazırlık aşamalarını ve kuliste yaşananlar ile özel bir belgesele imza atacak. Daha sonra ise bu dört belgesel tek bir filmde bir araya gelerek ortaya çıkan Victoria’s Secret defilesiyle harmanlanacak.
Londra’lı film yönetmeni Margot Bowman gençliğinde Victoria’s Secret defilelerini izlemediğini belirtiyor: “Kilolu bir çocuk olduğundan bu tarz defileleri izlemek kendimi kötü hissetmeme neden olurdu. Çünkü onlardan biri olmadığımı bilirdim. Ancak iyi ya da kötü ortaya çıkan ikonik güçlü anlar hala aklımda. Şimdi ise değişen dünyasını ölümsüzleştirerek bu ikonik fotoğraflarına yenilerini ekleme şansına sahip olduğum için mutluyum.”
Dünya, Victoria’s Secret’ın yeni imajına hazır mı?
Ameirkalı firma geçen sene kurucusu Jeffrey Epstein’in karıştığı haberler nedeniyle Matt Tyrnauer’in Angels and Demons isimli belgeseline konu olmuştu. Ayrıca Business of Fashion’ın eski yazarları tarafından kaleme aldığı ömarkanın sorunlu geçmişini konu alan Selling Sexy: Victoria’s Secret and the Unravelling of an American Retail Icon kitabı 2024’ün ilk aylarında raflardaki yerini alacak. Tüm bunlarla birlikte marka imajını yeniden yaratmaya çalışırken yepyeni rakipler de sektörde ortaya çıkmaya başladı. Kim Kardashian 2019’da Skims’i piyasaya sürdü. Şu anda 3 milyar doları aşan şirket, podyumlarda şekillendirici iç giyim çılgınlığını ateşledi. Başka bir rakip marka ise Yitty. Şarkıcı Lizzo’nun çıkardığı bu marka kendini sev ve özüne güven sloganıyla piyasaya sürüldü. Koleksiyon ise iç çamaşırı endüstrisinin nasıl değiştiğini açıklar nitelikte.
Geçtiğimiz mart ayında Victoria’s Secret mart ayında defilenin yeni bir versiyonuna yatırım yapacağını açıkladığında Lizzo, Twitter’a şunları yazmıştı: “Bu çeşitliliğin geleceği için çeşitliliğin kazandığı bir zaferdir. Ancak markalar eğer bunu sadece kötü tepki aldıkları için yapıyorsa bir gün trendler değiştiğinde ne yapacaklar? Bu şirketlerin CEO’ları gerçek çeşitliliğe değer veriyor mu? Yoksa onlar için sadece kazandıkları para mı önemli?”
İnsanları Victoria’s Secret’ın kadınları güçlendirmeye yönelik yeni hareketine ikna etmek VS20’nin devreye girdiği yerdir. Bol dökümlü tasarımlarına Hint mirasını taşıyan Supriya Lele, kendi markası ile Victoria’s Secret arasındaki sinerjiyi yakalıyor. Şirketin bugün yayınladığı tanıtım videosunda Lele’nin Londra defilesinde yürüyen VS kolektif üyesi Paloma Elsesser dikkat çekiyor: “Bu değişim sürecinin ardından markayla kendimin daha çok özdeşleşmeye başladığını inanıyorum. Özellikle de kullandıkları dilin daha modern bir hale gelmesinin etkisi göz ardı edilemez. Marka yetkilileriyle yaptığım görüşmelerin ardından, bunun kadın merkezli bakış açısını ileriye taşımak için büyük bir fırsat olduğunu anladım.” Marka Supriya Lele ve diğer tasarımcıların koleksiyonlarını ticarileştirmek yerine World Tour kapsamında onların yeteneklerini göstermeleri için gerekli ortamı yaratacak.
Victoria’s Secret’ın Lagos’tan Bubu Ogisi’yle iletişime geçmesi tasarımcıyı şaşırttı. Tasarımcı gülerek, “Dürüst olmak gerekirse, bu aramayı görmezden gelmiştim. Çünkü yaptığım tasarımları iç çamaşırlarıyla ilişkillendirmek pek de mümkün değil. Ancak daha sonra onları dinlediğimiz World Tour ile daha deneysel çalışmalar yapmaya çalıştıklarını fark ettim. Benim çalışmalarımın temel unsuru de deneysellik. Bu yüzden yarattıkları yapıyı nasıl düzenleyebileceğimizi, değiştirebileceğimizi ve geliştirebileceğimizi görmek harika olacak” diyor. Ogisi’nin çalışmaları, Afrika’nın dört bir yanından gelen el sanatlarını sunuyor: “Bu koleksiyondaki her şey Yoruba ve Edo mitolojisine dayanıyor. Her insan ilahi yüce bir varlık, bir tanrıça olacak.” Bu noktada ufak bir dipnot geçmek gerekir ki Ogisi “tanrıça” diyor, “seks tanrıçası” değil. O zaman sizce Victoria’s Secret World Tour yine seksi mi olacak? “Tabi ki” diyor Martinez ve ekliyor: “Bu seksapeliteyi erkek gözünden değil kadınların gözünden, onların sesleriyle anlatacağız.”
Eski Victoria’s Secret defileleri ile 2023 World Tour arasındaki en temel farklardan biri kadınların artık yalnızca izleyicilerin beğenisi için bir obje olmayacakları… Onlar aynı zamanda bu defilenin öznesi olarak kendileri için “seksapelite”nin ne olduğunu daha feminen bir dille anlatacaklar. Belgeselin Londra’daki kısımlarında görev yöneten Bowman “Açıkçası ifade şeklinde büyük bir değişim oldu, ancak bugün hala geldiğimiz noktada kadınların özellikle de moda kapsamında oldukları gibi göstermenin de zor olduğunu belirtmek isterim. Bizim bu belgesel ile tek arzumuz insanların ekran başına geçip izlediklerinde kadın olmanın pek çok farklı yolu olduklarını fark etmeleri.” açıklamasını yapıyor.