İnsanın içindeki sorumluluk
Eski vakitlerde bir kral, saraya gelen yolun üzerine kocaman bir kaya koydurmuş, kendisi de pencereye oturmuştu. Bakalım neler olacak? Diye düşünmüş… Ülkenin en varlıklı tüccarları, en güçlü kervancıları, saray vazifelileri birer birer geldiler, sabahtan öğleye kadar. Hepsi kayanın etrafından dolaşıp saraya girdiler. Pek birden fazla hükümdarı yüksek sesle eleştirdi. Halkından bu kadar vergi alıyor, lakin yolları pak tutamıyordu. Sonunda bir köylü çıkageldi. Saraya meyve ve zerzevat getiriyordu. Sırtındaki küfeyi yere indirdi, iki eli ile kayaya sarıldı ve ıkına ıkına itmeye başladı. Sonunda kan ter içinde kaldı ancak kayayı da yolun kenarına çekti. Tam küfesini tekrar sırtına almak üzereydi ki, kayanın eski yerinde bir kesenin durduğunu gördü. Açtı. Kese altın doluydu. Bir de hükümdarın notu vardı içinde. ‘Bu altınlar kayayı yoldan çeken şahsa aittir’ diyordu kral. Köylü, bugün dahi pek çoğumuzun farkında olmadığı bir ders almıştı. ‘Her pürüz, hayat şartlarınızı daha güzelleştirecek bir fırsattır.’
Bill Gates ve Volkswagen
Bill Gates Microsoft’un bir seminerinde bilgisayar kesimindeki gelişmenin suratını anlatmak için şöyle bir benzetme yapmış.
‘Eğer Volkswagen firması son 25 yıl içinde bilgisayar sektörü kadar süratli gelişmiş olsaydı bugün 500 dolara alacağımız otomobillere 25 dolarlık akaryakıt koyup dünya turu atmamız mümkün olacaktı.’ Birkaç gün sonra VW firmasının bir basın açıklaması yayınlanmış. ‘Eğer otomotiv bölümü Bill Gates in işletim sistemi üzere gelişmiş olsaydı, her alacağımız otomobilde tek koltuk olacak, öbür koltuklar için ekstra lisans parası ödemek zorunda kalacaktık; otomobilimiz yalnızca bizim ürettiğimiz akaryakıtla çalışacak; gösterge tablosundaki tüm ikaz ve ihtar ışıkları yerine üzerinde, ‘Arabanız geçersiz bir süreç yürüttü ve kapatılacaktır.’ yazan tek bir lamba olacaktı. Ayrıyeten her kazadan sonra otomobilin hava yastıkları açılmadan evvel bir düğmenin üzerinde ‘Hava yastıkları açılacak, emin misiniz?’ diyen bir ışık yanacaktı’.