Eğer Carrie Bradshaw bere takıyorsa, kendisi hayatının en kötü kararını vermek üzeredir. Çünkü ne zaman Fransızlara özgü bu küçük ve gösterişli aksesuarı kullansa birden bire onlar gibi aşırı romantik hayaller kurmaya başlıyor. Üstelik bu bir tehlike sinyali, yanıp sönen bir imdat çağrısıdır ve Bradshaw’un kendi kendine anlattığı ilişki başarısızlıklarına -büyük bir zevkle- tanıklık etmiş olan bizler için kayıp değildir.
Bradshaw, Sex and the City tarihinde sadece iki kez bere takmıştı. Bir kez Big’e Paris’e taşındıktan sonra ilişkilerine devam etmek istediğini söylemek için (Big ondan ayrılır ve Bradshaw duvara McDonald’s fırlatır) ve bir kez de Petrovsky ile yaşamak için Paris’e geldiğinde (daha sonra bunun aslında hayal ettiği destansı Avrupa romantizmi olmayacağını anladığında ilişkilerine son verirler). Her iki durumda da bere, Carrie’nin hayattan ne dilediği ile gerçekte ne elde ettiği arasındaki boşluğun trajik bir hatırlatıcısıdır.
Bu senaryolarda Carrie, kendi gardırop seçimleriyle hayal kırıklığına uğrayan bir “moda kurbanı “dır. And Just Like That’in en son bölümünde Bradshaw, dairesini satıp (mevcut evine adım atmayı reddeden) Aidan ve (FaceTime’da kendisinden kaçan) çocuklarıyla birlikte bir ev cennetinde yaşayabileceği dört yatak odalı bir ev satın almak için acele bir karar verdiğinde bir bere daha takıyor. Dramatik ironi acı verici – ve klasik bir SATC hareketi. Bradshaw’un beresinin daha önce de uyardığı gibi, yeniden canlanan bu ilişkinin evlilik mutluluğuyla sonuçlanması pek olası değil.
Carrie Bradshaw