Sinema insan haklarını koruyabilir mi?
Doğru cümleler ve söylemler insan haklarının korunmasına katkıda bulunabilir. Ben belki devletleri ve düzenleri değiştiremem ama bir cümle söyleyip o düzeni değiştirme arzusu ve gücü olan insana destek ve umut olabilirim. O kişinin hakkını savunurken ona cesaret verebilirim. Karakterlerimden biri bakkalda alışveriş yaparken bir cümle söyler ve o cümle bir insanın beynine kazınır, onu duyanın hayatında da bir şeyler değişir.
Bir konu hakkında değişim yaratmak için dil ne kadar önemlidir?
Olaylara koyduğumuz başlıklar çok önemli. Genelde bir şeyleri değiştirmek için önce o başlıkları değiştirmek gerekiyor. Mesela sinemada kadın hakları ile ilgili bir mesele konuşulduğunda bana gelmelerinin sebebi benim kadın olmam mı ? Kadın yönetmen olmasam o konuda yorum yapmayacak mıydım? Bazı sorunları kolay yoldan çözmek ve öylesine yapmaktan kaçınmalıyız. Örneğin ben bir kadın hikayesi yazdım ama aslında bir insan hikayesi anlattım, sadece benim bildiğim bir yerden bir kadının başından geçenleri konuştum.
Toplulukların ortak bir eyleme geçmesi hakların korunmasında her zaman etkili bir yöntem mi sence ?
Toplu grevler tarih boyunca işe yaradı ve çoğu zaman karşılığını buldu ama bunu başarabilmek için de bir güce sahip olmak gerek. Hayatta zaten bir şeyleri kıt kanaat yapamaya çalışıyor ve hala temel ihtiyaçlarını sağlamak için çaba sarf ediyorsan hayata dair bir şeyleri savunman o kadar da kolay olmayabilir. Örneğin sinema sektöründeki bazı insanlar hayatlarının sonuna kadar hiç çalışmadan teliflerden gelen gelirle hayatlarını sürdürebilecekken bazı meslektaşlarımız yaşam savaşı veriyor. Bunun da ötesinde toplu eylem ve grev konuları ve bu tarz hareketlerin etkileri o eylemlerin yapıldığı toprakların koşullarına göre değerlendirilmeli.
Senin için sosyal etki ne demek ?
Hayata neyi ne şekilde yansıtırsan o “şeyin” o biçimde gerçeğe dönüşeceğine inanıyorum. Bu yüzden de kadın yönetmen ve kadın sinemacı etiketlerinden kaçınıyorum. Sadece yönetmen diyelim. Temsiliyet bir şeyleri değiştirmek ve sosyal bir etki yaratmak için çok kritik bir konu. Biz zulüm gören bir kadın gösterdikçe aslına bir nevi soruna katkıda bulunmuş oluyoruz. Bu konuları nasıl daha farklı anlatabileceğimize dair yeni yollar bulmamız gerekiyor ki bir şeyleri değiştirebilelim. Bu kavramları savunmak için iş yapacak insanların her adımlarını çok iyi düşünmesi gerekiyor. Söylediğimiz şeyden çok, onu nasıl söylediğimiz o konu hakkında bir sosyal etki yaratıyor. Bir de unutmamamak gerekiyor ki etki ve değişim her zaman bir anda yaşanamayabiliyor. Bazen bir konuyu değiştirebilmek için bir jenerasyonun değişmesine ihtiyacımız oluyor.
Bizimle sende son zamanlarda sosyal bir etki yaratan bir düşünce veya farkındalık paylaşır mısın?
Dün Anthony Bourdain belgeselini izledim. Filmin üzerine ve bu soru hakkında çok fazla düşündüm; hayattan zevk almayı başarabilen insanlar neden intihar eder? Mesela Bourdain arkasında bomba düşerken havuzda yüzebilen insanlar görmüş. Bu insanda illa ki bir ikilem yaratıyor ve insanı zihinsel olarak arada bırakıyor. Bazen suçluluk duymasına sebep oluyor ve yalnızlaştırıyor. Evet etrafımızda yaşanan olaylar konusunda eyleme geçmek çok önemli ama bununla birlikte insanın kendi mutluluğundan da suçluluk duymaması gerektiğine inanıyorum. Herkesin yaşadığı kendine göre ve yaşananların boyutu karşılaştırılamaz.
Fotoğraf: Muhsin Akgün
Hollywood
Gizem Kızıl
Sinema
İnsan Hakları